Ödüllü Fransız yönetmen Jérémy Clapin, yeni filmi "Bu Sırada Dünya'da" ile ilgili sorularımızı yanıtladı

Fransız yönetmen, Jérémy Clapin, 2019 yılında Oscar adayı “I Lost My Body” (Kaybolan Şeyler) filmiyle geniş bir izleyici kitlesi tarafından tanındı. Bu kez, Clapin’in yeni filmi “Pendant ce temps sur terre” (Bu sırada Dünya’da), İstanbul’daki Fransız Kültür Merkezi’nde özel bir gösterimde Türkiye izleyicileriyle buluştu. Gösterim sonrası yönetmen sorularımızı yanıtladı.

Clapin, filminin temalarına dair yaptığı açıklamada, uzaylıların dünyamıza yerleşmesinin genellikle olumsuz bir etki yarattığını ve bu durumun insanın içsel acılarına karşı duyduğu tepkiyi ortaya koyduğunu belirtti.

Yönetmen, filmin başkahramanı Elsa’nın, kaybolan abisi Franck’i geri getirebilmek için dünya dışı bir varlıkla iletişime geçmesini, bireylerin kayıpları karşısındaki psikolojik süreçleri anlamak için bir araç olarak kullandığını ifade etti: “Bir uzaylının bizim dünyamıza yerleşmesi, pozitif duyguları yansıtmıyor. Başka bir niyeti olduğu düşüncesi aklımıza geliyor. Maalesef, acı verene acıyla cevap verme eğilimindeyiz. Çoğu insanda bu şekilde oluyor. Her zaman bir sorumuz vardır: 'Neden ben? Neden o ve başkası değil?' Bu filmde ise Elsa, kaybını kabullenmeye çalışırken yardım alıyor” dedi. Clapin, filmdeki uzaylı varlıkların, başkahramanın içsel yolculuğuna yardımcı olmalarını, kayıp ve yas temalarının derinlemesine ele alındığı bir metafor olarak sundu.

Yönetmen ayrıca, toplumdaki bireylerin bazen kendilerini feda etme durumunda kaldıkları karmaşık psikolojik süreçlere de değindi. "Kendi yolunu seçmek ve bazen kendini feda etmek, hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır," diyerek, insanların bazen kişisel tercihleri ya da başkalarına yardımcı olma adına kendi ihtiyaçlarını geri planda bırakmalarının, toplumsal hayatta önemli bir yer tuttuğunu belirtti. Clapin, bu temayı daha da derinleştirerek, "Pandemi döneminde, bazı insanlar öncelikli tedavi gördü, hayatta kalabilmek adına başkalarının ihtiyaçları birinci sıraya konuldu.

Elsa'nın Uzaydaki Kayıp Abisini Arayışı

Clapin’in filminde, kayıp ve yas temaları, uzay keşifleriyle harmanlanarak izleyiciyi duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Yönetmen, önceki filmi “I Lost My Body” ile benzer şekilde, animasyon aracılığıyla derin felsefi ve duygusal temaları işlerken, insan ruhunun derinliklerine inmeyi başarıyor. “Pendant ce temps sur terre” filmi, kaybın insan hayatındaki yeri ve bu kayıplarla başa çıkmanın zorluklarını cesurca ele alıyor.

"I Lost My Body" filmi, Clapin’in kariyerindeki en önemli dönüm noktalarından birini oluşturdu. Bu film, kaybolan bir elin sahibini bulma çabasını derinlemesine işlerken, En İyi Animasyon Filmi dalında Oscar’a aday gösterilmiş ve Cannes Film Festivali’nden ödüllerle dönmüştü.

Yeni film, uzay temalı bir keşif öyküsünün yanı sıra, kayıp ve yeniden bulma sürecine dair evrensel bir anlatı sunuyor. Clapin’in sinemasındaki özgün yaklaşımı ve karakterlerin içsel dünyalarına dair derin çözümlemeleri, “Pendant ce temps sur terre” ile bir kez daha izleyiciye sunuyor.