TÜRKİYE'DE TELEVİZYONCULUĞUN BAŞLANGICI

TÜRKİYE'DE TELEVİZYONCULUĞUN BAŞLANGICI

Beyaz camın gizli kalmış öyküsünü anlatan "Televizyon Diye Bir Şey Varmış: Türkiye’de Televizyonculuğun Başlangıç Öyküsü 1951-1971 İTÜ TV Dönemi" kitabı, 15 Kasım'da İTÜ Rektörlüğü Sanat Galerisi’nde açılacak “İTÜ TV ve Türkiye’de Televizyon Yayıncılığının Doğuşu” başlıklı sergiyle beraber raflardaki yerini alacak.

Televizyon teknolojisinin Türkiye’ye gelmesini sağlayan ve TRT Televizyonunun kuruluşuna zemin hazırlayan İTÜ TV, döneminin tüm yönleriyle ilk kez “Televizyon Diye Bir Şey Varmış: Türkiye’de Televizyonculuğun Başlangıç Öyküsü 1951-1971 İTÜ TV Dönemi” isimli belgesel yayın niteliğindeki kitapta ele alındı. Zeynep Şahin Tutuk’un yazarlığını üstlendiği, araştırmayı ise Burak Barutçu ile beraber yürüttüğü kitabın editörlüğünü İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca gerçekleştirdi.

23 Özel İsimle Röportaj

“Televizyon Diye Bir Şey Varmış: Türkiye’de Televizyonculuğun Başlangıç Öyküsü 1951-1971 İTÜ TV Dönemi” isimli 304 sayfalık kitap, 1951 yılından başlayarak 1971’e kadar devam eden İTÜ TV dönemini ele alıyor. Kitap için İTÜ TV’nin yaşayan tanıkları, aramızdan ayrılan isimlerin yakınları ve sanat dünyasının duayen isimlerinin de aralarında bulunduğu 23 kişiyle röportaj yapıldı. İlk ekran deneyimini İTÜ TV’de yaşayan ve röportajlarla o günleri anlatan isimler arasında; Halit Kıvanç, Erkan Yolaç, Haldun Dormen, Müjdat Gezen, Erol Evgin gibi isimler yer aldı.

Fecri Ebcioğlu ve Altan Erbulak’ı Aileleri Anlattı

Pop müziğinin şarkı fabrikası olan, Türkçe sözlü ilk popüler müzik şarkısını yazan ve günümüzün birçok yıldızını keşfeden isim olan İTÜ TV’nin en büyük emektarlarından Fecri Ebcioğlu’nu, kardeşi Nevsal Ebcioğlu ilk kez anlattı. Mizah dünyamızın unutulmaz isimlerinden olan ve programlarıyla İTÜ TV’de uzun yıllar yer alan Altan Erbulak’ı ise kendi gibi oyuncu olan eşi Füsun Erbulak ve kızı Sevinç Erbulak anlattı.

İlklerin Kanalı

İTÜ TV Türkiye’deki yayıncılık tarihine pek çok ilkle geçti. İlk naklen maç yayınından ekranda ilk tiyatroya, ilk bilgi yarışmalarından ilk müzik-eğlence programlarına kadar birçok formatın çıkış noktası oldu. İTÜ TV’ye konuk olan isimler arasında; Safiye Ayla, İsmail Dümbüllü, Münir Nurettin Selçuk, Zeki Müren, Aşık Veysel’in de aralarında bulunduğu birçok duayen isim yer aldı. Bilim kurgu türündeki Rocket Man ekranın ilk yabancı dizisi oldu, yabancı ve yerli filmler de İTÜ TV’nin yayınlarını renklendirdi. İTÜ TV’yle ilgili dikkat çeken ve kitapta detayları anlatılan bir önemli bir konu ise başlangıçta her şey ithal edilerek yayıncılığın başlatılmış olmasına karşın, zaman içinde yerli üretim cihazların kullanılır olması. Verici, mikrofon, kurgu cihazı gibi birçok şey dönemin sınırlı koşullarına karşın İTÜ’nün Yüksek Frekans Tekniği Kürsüsü’nün öğrencileri tarafından bitirme projesi olarak tasarlandı ve kullanıma alındı.

Sergi 25 Aralık’a kadar İTÜ RSG’de

“İTÜ TV ve Türkiye’de Televizyon Yayıncılığının Doğuşu” başlıklı sergide Türkiye’nin ilk TV kamerası, ilk projeksiyon makinesi, ilk telesine makinesi ve izleyici mektupları yer alacak. Ekranın siyah-beyaz günlerini anlatan sergi, İTÜ Rektörlük binasında bulunan Sanat Galerisi’nde 25 Aralık’a kadar gezilebilecek.


Arka Kapaktan;

En başında ne olmuştu?
Televizyon nasıl gelip de evin baş köşesine kurulmuştu?
Ülkemizin ilk televizyon kanalı hangisiydi?
Hayır TRT değildi; ilk televizyon yayınının tarihi de 31 Ocak 1968 değildi.
TRT’nin ilk yayınından tam 16 yıl önce; bir avuç bilim insanının kış ayazında anten dikmeye çalıştığı için hasta yatağına düştüğü, 6 kat boyunca sırtlanıp koli taşıdığı, bir çatı katında 40 dereceyi aşan spot ışığı altında yayın yaparken ceketini çıkardığı için izleyicilerden azar işittiği ve bu uğurda daha 36 yaşında yaşama veda ettiği bir öykü başlamıştı…
Türkiye’ye televizyon, bir üniversitenin sınırlı bütçesi, sınırlı olanakları ama sınırsız vizyonu sayesinde geldi.
Öyle amatörce başlayıp öyle profesyonelce devam etti ki en başta her şeyi ithal edilen o TV kanalı; 20 yıl sonra kapatılırken kameralar hariç kullanılan tüm cihazlar artık yerli üretimdi; üstelik hepsini İTÜ’lü genç mühendisler bitirme tezi olarak tasarlamıştı.
Ve TRT İstanbul yayınları, onların yaptığı ilk kurgu cihazını, onların yaptığı vericiyi ve İTÜ’deki stüdyoyu kullanarak başlamıştı.
Safiye Ayla’dan Zeki Müren’e, İsmail Dümbüllü’den Haldun Dormen’e, Erol Evgin’den Halit Kıvanç’a, Erkan Yolaç’tan Fecri Ebcioğlu’na bir yıldızlar geçidinin öyküsü var bu kitapta.
Çok iyi bildiğiniz şarkıların bilmediğiniz öyküleri, lavabodan TV icat etmeye çalışan bir mucit, naif anılar, siyah - beyaz günlerin hiç yayınlanmamış fotoğrafları, ustalarla röportajlar var.
İçinde cesaret var, nezaket var, çokça emek ve inanç var.
Büyük bir yeniliğe giden yolun, 67 yıl önceden bugüne uzanan ayak izleri var…

 

Google+ WhatsApp