32’nci Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde ödüller belli oldu. Pelin Esmer’in yönettiği ‘O da Bir Şey mi’ aldığı sekiz ödülle törene damga vurdu.

Bu yıl 32’ncisi düzenlenen Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, görkemli bir kapanış töreniyle sona erdi. “Barış, özgürlük ve umut” temasıyla gerçekleşen festival, Türkiye ve dünyadaki sosyal-siyasal meselelere duyarlılığıyla öne çıktı. Özellikle Filistin’de yaşanan insanlık dramı, tören boyunca sıkça vurgulandı.

Başkan Zeydan Karalar’dan cezaevinden mesaj
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Silivri Cezaevi’nden gönderdiği mesajla törene katıldı. Mesajında, düşünce özgürlüğünün geldiği noktaya dikkat çeken Karalar, şu ifadelere yer verdi:

"Düşünmek, düşündüğünü ifade etmek, eleştiride bulunabilmek, en temel insan haklarından biridir. Üzülerek belirtmeliyim ki günümüzde bu haklar adeta suç gibi görülmeye başlandı. İnsanlar artık en masum eleştirilerini bile dile getirirken defalarca düşünmek zorunda kalıyor. Bu durum sanatı ve sanatçıyı da özgürlüğünde alıkoyuyor. Oysa sanatçının özgür hissetmediği bir ortamda üretimden söz edilemez. Sanatçı üretirken, kendisi ifade ederken özgür olmalı ki yaratıcılığına gölge düşmesin. Bugün sanat yapmak, sinema üretmek, eser ortaya koymak hiç olmadığı kadar zor. Buna rağmen, tüm güçlüklere karşın mesleklerini onurla sürdüren sanatçılarımızı yürekten kutluyorum. Tam da bu nedenle Türk sinemasına ve sanatçılarımıza destek olmak için her yol artan bir heyecanla Altın Koza Film Festivali'ni düzenliyoruz. Türkiye'nin bir markası haline gelen bu festivali, her yıl daha ileriye taşıyoruz. Bu yıl aranızda fiziken bulunamasam da biliniz ki kalbim ve ruhumla oradayım. Festivalimize değer katan, katkılarıyla onu büyüten tüm sanatçılarımıza en içten teşekkürlerimi sunuyorum getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz.”

“Sinemanın büyüsünü mahallelere taşıdık”
Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Güngör Geçer, festivalin bu yıl da büyük bir ilgiyle gerçekleştiğini belirtti. On binlerce kişinin film gösterimlerine katıldığını ifade eden Geçer, “Festival yalnızca salonlarda değil, kentin en ücra köşelerinde de halkla buluştu. Sinema bir sanat olmanın ötesinde, toplumsal değişim için bir çağrıdır” dedi. Zeydan Karalar’ın, pandemiye ve depremlere rağmen festivalin devamlılığı için her türlü çabayı gösterdiğini vurguladı.

En İyi Film Ödülü’nü takdim eden Zeydan Karalar’ın eşi Nuray Karalar ise“Gönül isterdi ki sevgili eşim Zeydan da burada olsun. Onun eksikliğini bugün çok hissettim. Bu yıl Altın Koza’nın mottosu barış, özgürlük, umut… Biz umudumuzu kalbimizde taşıyoruz. Zeydan Başkan’ın bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını diliyorum. Adana sensiz öksüz ve seni bekliyor" dedi.

Menderes samancılar: “Yılmaz Güney müzesi açılacak”

Festival Yürütme Kurulu Başkanı Menderes Samancılar, yaptığı konuşmada, Adana’nın sanata verdiği değeri vurgulayarak, “Hiç endişeniz olmasın, Yılmaz Güney Müzesi açılacak. Zeydan Başkan onu Adana’nın Karayağız’ı gibi açılışa getirecek” diye konuştu. Samancılar ayrıca, Gazze’de yaşanan trajediye de değinerek, “Köklerinden sökülen zeytin ağaçlarımızın ve Filistin halkının yanındayız” ifadelerini kullandı.

Gecenin büyük ödülü: “O da Bir Şey mi?”
Festivalin En İyi Film Ödülü, Pelin Esmer’in yönettiği “O da Bir Şey mi?” adlı yapıma verildi. Esmer, aynı zamanda En İyi Yönetmen seçilerek geceden iki büyük ödülle ayrıldı. Film ayrıca, En İyi Görüntü Yönetmeni (Barbu Balasoiu), En İyi Sanat Yönetmeni (Elif Taşçıoğlu) ve Adana İzleyici Ödülü gibi birçok kategoride de ödüle layık görüldü. Yönetmen Pelin Esmer ödülünü alırken “Bir şeyimizi alamadılar, o da umudumuz. Ödülümü, koltuğu boş olan Zeydan Karalar’a armağan ediyorum. Biz buradayız ama ev sahibimiz yok. Şu an burada olmayan ve hayat mücadelesi veren Ayşe Barım ve Murat Çalık için alıyorum” dedi.

Oyunculuk ödülleri: Kadınlar ve dayanışma ön planda
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, iki isme verildi. Bige Önal “Buradayım, İyiyim” ve Tülin Özen “Perde” filmlerindeki oyunculuklarıyla en iyi kadın ödülüne layık görüldü. Bige Önal, ödül konuşmasında “Kadın yalnızca doğururken kutsanan bu düzen, onu yaşarken unutuyor. Bu ödülü sessizliğe mahkûm edilmeyi reddeden tüm kadınlar adına alıyorum” şeklinde konuştu.

En İyi Erkek Oyuncu Ödülü ise “Uçan Köfteci” filmindeki performansıyla Nazmi Kırık’a verildi. Kırık, ödülünü 6 Şubat Depremin de hayatını kaybeden gerçek hayattaki Kadir’e ithaf etti.

Yılmaz Güney Ödülü: “Belediyesizler”
Jüri, politik ve gerçekçi sinema anlayışıyla öne çıkan Orhan Eskiköy’ün “Ev” filmini, Yılmaz Güney Ödülü’ne layık gördü. Eskiköy, ödülünü “depremde hayatını kaybedenler ve unutulanlar” adına aldı. Eskiköy, “Deprem olduğu gün battaniye altındayken bir şey yapmam gerektiğini düşündüm. O kadar hızlı unutuluyor ki, bu çok canımı yakıyor... Geleceğimiz betonların altında kaldı” dedi.

En iyi belgesel: “Eskisi Gibi”
6 Şubat depremlerinde uzuvlarını kaybeden iki genç kızın iyileşme sürecini anlatan Sibel Karakurt’un yönettiği “Eskisi Gibi” belgeseli en iyi belgesel ödülünü aldı. Yönetmenliğini Sibel Karakurt’un yaptığı Eskisi Gibi, depremden sonra yaşamlarına ampute olarak devam eden Aliye ve Yaren’in iyileşme yolculuğu üzerinden dayanışmanın gücünü anlatıyor.