31. Adana Altın Koza Film Festivali’nin ödülleri bu akşam sahiplerini bulacak. Sinema dolu bir 6 gün geçirdik. Biraz da memleketin sinema özlemini yad ettik.

İzlediğim her salon doluydu, film sonrası söyleşiler festival izleyicisinin sinemaya dair ne kadar nitelikli olduğunu gördük, festival izlenimlerini bu akşamki ödül töreni sonrası uzun uzun yazacağım. Bu yıl hangi filmler öne çıktı, kimler ödül daha yakın birkaç tahminde bulunayım.

Bu festivalde yeni bir yönetmen ile tanıştık. Almanya doğumlu Türker Süer “Gecenin Kıyısı” filmiyle karşımıza çıktı. İki askerin, bir askeri darbenin hemen öncesinde, görevi ile ailesi arasında kalan iki kardeşin hikayesini konu alan film, anlatım tarzıyla seyirciyi filmin içine çekiyor ve temposunu hiç düşürmüyor. Yönetmen Süer, görüntü teknikleriyle sizi seyirci koltuğunuzdan filme dahil ederek sorular sorduruyor. Süer en iyi film, ve yönetmen ödülüyle Altın Koza’dan dönebilir.

Ahmet Rırat Şungar ve Berk Hakman’ın uyumu filmde kendini gösterirken sade oyunculuklarıyla içerisinde bulundukları duyguyu seyirciye yansıtıyor. Ahmet Rıfat Şungar, yer aldığı yapımları yükselten başarılı bir oyuncu, bu akşam en iyi erkek oyuncu ödülüne yakın isimlerden.

“Hemme'nin Öldüğü Günlerden Biri” filminin yönetmeni Murat Fıratoğlu, Venedik Film Festivali’nde aldığı jüri özel ödülüyle tanıdık. Kendi imkanlarıyla çektiği ve başrollerinde kendi yer aldığı filmin diğer oyuncuları yöre halkından oluşuyor. Filmin adına baktığınızda kasvetli bir çağrışım yapabilir. Ancak ters köşe olacağınız bir yapım. İçinde bolca iyilik ve mizah barındırıyor. Bu akşam ödüle yakın yapımlardan biri.

Festivalin iki kadın yönetmeni Ceylan Özgün Özçelik ve Vuslat Saraçoğlu iki farklı anlatım tarzıyla gündemden düşmeyen taciz olayına değiniyor.
Ceylan Özgün Özçelik’in yönetmenliğini üstlendiği “On Saniye” Fener Rum Erkek Lisesi’nde rehber öğretmen ve veli arasındaki gerilimi anlatırken, mekanın ihtişamıyla buluşturuyor. Çünkü “İhtişam” Bergüzar Korel oynadığı karakteri için çok önemlidir. Her ne olursa olsun çocuğu ülkenin en prestijli lisesi William College’da eğitimine devam etmelidir.

Yıllardır ‘’kutsallık’’ kavramının anne ve öğretmenlere uygun olduğunu vurgulamışızdır. Peki ya gerçekten her anne ve öğretmen kutsal mı? Patolojik bir anne olamaz mı? Ya da sapkın bir öğretmen? Erdi Işık’ın aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlanan film tek mekanda geçse de yönetmen becerisiyle bunun bir tiyatro oyunu olmadığını bir sinema filmi olduğu becerisiyle seyirciye aktarıyor. On Saniye en iyi yönetmen ve bir öğrenci annesi ile rehberlik öğretmeni arasındaki gerginliği başarıyla canlandıran Bergüzar Korel ve Bige Önal en iyi kadın oyuncu ödülüne yakın isimler olarak görülüyor.

En iyi kadın oyuncu ödülüne yakın bir diğer isimse Döngü filmdeki rolüyle Serpil Gül. Gündeliğe giden bir kadını canlandıran Gül, sınıf ayrımını başarılı performansıyla sergiliyor.

İstanbul Film Festivali’nde en iyi erkek oyuncu ve senaryo ödülünü alan Bildiğin Gibi Değil filminde Adana Film Festivali’nde altın kozaya yakın yapımlar arasında.

Bunlar bizim tahminlerimiz , Nuri Bilge Ceylan başkanlığındaki jüri kararını bu akşam açıklayacak.