AKŞAM DAL AĞAÇLARININ ALTINDA BULUŞALIM

AKŞAM DAL AĞAÇLARININ ALTINDA BULUŞALIM


Ağaçların altında söyleşiler, hemen yanı başında kurulan çadırlarda imza törenleri, 5. Burhaniye Kitap Fuarı, bu yılda edebiyat dolu beş gün yaşattı.

Ege’nin bu şirin kasabası, edebiyatımızın usta isimlerini Ören Meydanı’nda bir araya getirdi. Birçok belediyenin ‘tasarruf tedbirleri’ nedeniyle ilk vazgeçtiği kültür sanatın, böylesine anlamlı bir etkinlikle yaşatılması, sadece Burhaniyelilerin değil, hepimiz için umut verici.

Burhaniye Belediyesi’nin katkıları ve Burhaniye Kitap Fuarı Koordinatörü Sinan Karahan’ın özverili çalışmalarıyla, yayıncıların ve halkın merakla beklediği etkinlik, sayesinde her köşe başında edebiyat konuştuk.

Yazar Özge Doğar ve Eşi Gazeteci İlker Yaşar (Birgün’ün İlker Abisi) ile imza töreninde karşılaşıyoruz. Doğar, güler yüzüyle “Renkli Çiçeklerim Var” da olduğu gibi umudun oltasına takılmamızı sağlıyor. Ayak üstün sohbetimizde kadınlığa insanlığa ve geleceğe dair kapı aralıyoruz.

Yayınevlerinin sağlı sollu kurduğu stantlar arasında ilerlemeye devam ediyoruz, özellikle benim kuşağın yazılarını hiç kaçırmadığı Cezmi Ersöz’e uğruyoruz. Tabii mizah dergilerini anarak söze başlıyoruz. Leman’daki yazılarına atıfta bulunarak bunca olumsuzlukların arasında “yaşamaya ve yazmaya” devam diyoruz.

Puslu Yayıncılık sahibi Murat Bulut’a uğradığımızda ise sohbetin seyri biraz değişiyor. Yayıncılık konusunda yaşanan sıkıntılara değiniyor. Özellikle kâğıt ithal edilmesinden kaynaklı yüksek maliyetler, yayıncılık sektörünün yaşadığı krizin nedeni olduğunu belirtiyor. Banka yayınevleriyle rekabet etmenin de zor olduğunu ekliyor.

Buket Uzuner’in tüm sıcaklığıyla okurlarının kitaplarını imzalayıp, onlarla sohbet ettiğini görünce araya girmeden ilerlemeye devam ediyoruz.  

Türk şiiri denince akla gelen ilk isimlerden Ataol Berhamoğlu, haksızlıklara inat gürül gürül sesiyle sahnede şu dizeleri okuyordu: Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara göğe, bütün evrene karışırcasına… Çünkü ömür dediğimiz şey hayata sunulmuş bir armağandır. Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.

Tüm zarafetiyle Ayşegül Aldinç de fuarın konukları arasında. İzleyicilerin kendi aralarında yaptıkları konuşmalara kulak misafiri oluyoruz. “Ne kadar zarif ve güzel bir kadın” diyorlar. Her ne kadar sanatçı, ‘Ayşegül’ün Günlüğü’ kitabı vesilesiyle orada olsa da, onu dinlemeye gelenleri kırmayarak “Durum Leyla” şarkısının bir bölümünü söylüyor.

Füsun Önal, 20. kitabıyla fuardaydı. Artık o sahnelerin değil edebiyat dünyasının önemli yazarlarından. Ayşegül Aldinç ile yan yana masalarda kitaplarını imzaladılar. İki şarkıcı güzel bir fotoğraf bıraktı Burhaniye Kitap Fuarı’na….

Biz Ören Meydan da söyleşileri ve imza törenlerine katılırken yine etkinlik kapsamında Alican Turan, Cemile Abla: Ben Beyazı Sevmiyorum oyununu sergiliyordu. Tatsız iddialar geldi kulağımıza, genç tiyatrocu, oyun boyunca hiç hoş olmayan davranışlara maruz kalmıştı. Oyun boyunca sanatçıyı üzen davranışlarda bulunulması tepkilere neden oldu. Alican Turan’ında dediği gibi “İyilik iyidir” diyelim ve onu üzenleri, sanattın şifacı gücüne sığınmaya davet edelim.

Bu bireysel tatsız olay haricinde Burhaniye Belediyesi 100’ü aşkın yazarı Ören Meydanında ağırladı.  Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, söyleşilere bizzat katıldı ve barışın simgesi olan zeytin dalı hediye etti sanatçılara. Etkinlik bitiminde sunucusundan editörüne, basın danışmanından, zabıtasına fuarda görev alan herkese teşekkür ederek fotoğraf çektirdi.

Bana göre bu kadar yazar ve aydını bir araya getirmişken aynı masada buluşturmak da güzel olurdu. Yöre halkının deyimiyle seneye dal ağaçlarının altında; Dostların arasında, güneşin sofrasında buluşmak dileğiyle.

Google+ WhatsApp