22 yıl önce Ayşenil Şamlıoğlu’nun yönetmenliğinde, Selçuk Yöntem’in yorumuyla sahnelenen “Benim Adım Feuerbach”, ikiliyi yeniden buluşturdu

22 yıl önce Ayşenil Şamlıoğlu’nun yönetmenliğinde, Selçuk Yöntem’in yorumuyla sahnelenen “Benim Adım Feuerbach”, ikiliyi yeniden buluşturdu. AYSA Prodüksiyon Tiyatrosu tarafından sahneye konan “Benim Adım Feuerbach”ın prömiyeri, 25 Ocak Perşembe akşamı Torun Center artısahne Mecidiyeköy’de gerçekleşti.Selçuk Yöntem’in Toprak Can Adıgüzel ve Gülçin Kültür Şahin ile birlikte rol aldığı oyunun prömiyerinde Deniz Çakır, Bekir Aksoy, Ayşen İnci, Ece Yörenç, Gülenay Kalkan, Tarık Ünlüoğlu, Güvenç Dağüstün, Iraz Yöntem, Mustafa Denizli, LâlDenizli, Bilal Dilek gibi ünlü isimler bu özel gecede oyun ekibini yalnız bırakmadılar.

 

Alman tiyatro yazarı Tankred Dorst’un kaleme aldığı “Benim Adım Feuerbach”, 22 yıl sonra bir kez daha Ayşenil Şamlıoğlu’nun yönetmenliğinde ve Selçuk Yöntem’in yorumuyla sahneleniyor. Usta oyuncu Yöntem’e bu defa sahnede genç oyuncular Toprak Can Adıgüzel ve Gülçin Kültür Şahin eşlik ediyor.

 

“Benim Adım Feuerbach”, oyunculuğun ne kadar korkutucu bir meslek olduğunu; sahnelere uzun yıllar ara verdikten sonra kendisini ‘sınanmak’ üzere seçmede bulan bir oyuncunun çarpıcı öyküsü üzerinden anlatıyor. Oyun aynı zamanda, “Bu yaşamda ben de varım”diyenlerin çığlığını sahneye taşıyarak herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir tiyatro deneyimi sunuyor.

 

Tankred Dorst’un yazdığı, yönetmen koltuğunda Ayşenil Şamlıoğlu’nun oturduğu “Benim Adım Feuerbach”ın dekor tasarımıGül Emre’nin, ışık tasarımıiseYakup Çartık’ın imzasını taşıyor.

 

“Benim Adım Feuerbach”prömiyerinin hemen ardından; 26 Ocak 2018, Cuma akşamı yine Torun Center artısahne Mecidiyeköy’de, 29 Ocak 2018, Pazartesi akşamı Kozyatağı Kültür Merkezi’nde, 30 Ocak 2018, Salı akşamı ise Caddebostan Kültür Merkezi’nde tiyatroseverlerle buluşacak.Başlama saati20.30 olanoyunların biletleri; Biletix’ten ve oyunun sahneleneceği salonların gişesinden temin edilebilir. 

BENİM ADIM FEUERBACH”HAKKINDA

Oyuncu, oyun kişisini yaratabilmek adına kendi derinliklerine ve yaşam bilgisine doğru dalışa geçer. Bu, aynı zamanda bir yüzleşme sürecidir. Ve oyuncu bu süreç içinde, belki de yaşamının sonuna kadar unutmak istedikleriyle göz göze gelmek, onları yeniden var etmeyi dilediği oyun kişisi adına kuşanmak durumundadır. Böylesine can yakıcı, terletici, ürkütücü sürecin karşısında, kimi oyuncular suyun üstünde yüzmeyi seçerler, kimileri on, kimileri yirmi, kimileri de bin metreye dalarlar. Her rol adına tekrar tekrar yaşanan bu dalışlar yıllarla birlikte çoğaldığında ne gün, ne an bilinmez ama bir gün bir an vardır ki vurgun yiyebilirsiniz...