18. !F İSTANBUL İÇİN 10 TAVSİYE
13-22 Eylül 2019 tarihleri arasında 18. kez sinemaseverlerin karşısına çıkan !f İstanbul için izlemeniz gereken fimleri derledik.
1) Roy Andersson imzalı "Om Det Oändliga - About Endlessness"
İsveçli yönetmen Roy Anderson bu filmiyle 76. Venedik Film Festivali'nde En iyi Yönetmen dalında takdim edilen verilen Gümüş Aslan ödülünü kazandı. Binbir Gecce Masallarından esinlenilerek beyazperdeye uyarlanan film, ynı anda hem gazel hem ağıt özelliği taşıyor.
2) Ladj Ly imzalı "Les Misérables"
Bu yıl düzenlenen Cannes Film Festivali'ne katılarak yarışmadan "Jüri Özel Ödülü" ile ayrılan film, Ladj Ly'in yönettiği ilk uzun metraj yapımıdır. Ünlü yazar Victor Hugo'nun Sefiller adlı romanını yazdığı Paris banliyösündö geçen hikaye, Suçla Mücadele Timine yeni katılan Stéphane'in ekibi ve mahalle sakinleri arasında yaşadığı 48 saatlik gerilim dolu olayları anlatmaktadır.
3) Jan Ole Gerster imzalı "Lara"
2012 yılında çektiği ilk filmi "Oh boy - Eyvah" ile adından söz ettiren Jan Ole Gerster'in yedi yıl aradan sonra çektiği ikinci filmi. Bu yıl gerçekleşen birçok festivalde boy gösteren ve Karlovy Vary Film Festival'inden En iyi kadın oyuncu ve Jüri özül ödülü ile dönen Lara, oğlu ilk piyano konserini verecek olan bir kadının hikayesini anlatıyor. Lara'nın 60. yaş gününde oğlu Viktor, ilk piyano konserini verecektir. Konsere 1 hafta kala aralarındaki gerilimin artmasıyla iletişimi kopan oğlu'nu ilk konserini mutlu geçirmesi için çabalarken işler tahmin ettiği gibi yürümez.
4) Joanna Hogg imzalı "The Souvenir"
Dünya prömiyerini sundance film festivalinde gerçekleştiren ve festivalden jüri özel ödülüyle dönen film, Joanna Hogg'un dördüncü filmidir. Utangaç ve hırslı bir film öğrencisi ile karizmatik ama güvenilmez bir adam ile ilişkiyi anlatan filmin başrollerinde Honor Swinton Byrne, Tom Burke, Tilda Swinton'un yer aldığı yapımın devam filmi obert Pattinson, Tilda Swinton ve Honor Swinton Byrne kadrosuyla 2019 yaz aylarında çekildi.
5) Dominga Sotomayor imzalı "Too Late To Die Young"
2018 yapımı film, yönetmenin festival'den festivale koşan ve geçtiğimiz yıl Gijon Uluslararası Film Festivali, en iyi yönetmen; Locarno Film Festivali'nde de En iyi Yönetmen dalında ödülle döndü. Ayrıca bu dalda ödül alan ilk kadın yönetmendir. Bu yıl düzenlenen FICUMAN Festival International de Cine UNAM'de en iyi yönetmen seçildi.
Pinochet diktatörlüğünün yıkılmasının ardından demokrasiye geçiş sürecinde izole edilmiş bir toplulukta yaşayan üç gencin hikayesini anlatıyor. İnce ince örülmüş olay örgüsünde oyunculuklar göz dolduruyor.
6) Jérémy Clapin imzalı "I Lost My Body"
Cannes Eleştirmenler Haftasında büyük ödülü kazanan ilk animasyon film olan "I lost My Body" Jérémy Clapinilk uzun metraj yapımı.
Koparıldığı vücudun sahibini yeniden bulabilme umuduyla diseksiyon laboratuarından kaçan bir sağ elin yaşadığı macerayı anlatmaktadır.
7) David Lynch imzalı "Blue Velvet"
başrollerinde Kyle MacLachlan, Isabella Rossellini, Dennis Hopper ve Laura Dern'in yer aldığı 1986 yapımı David Lynch filmi. En iyi yönetmen dalında Akademi Ödül adaylığı, En iyi yardımcı oyuncu ve En iyi Film dalında Altın Küre adaylığı bulunan film, Lynch'in en önemli filimlerinden kabul edilmektedir
8) Friedrich Wilhelm Murnau imzalı "Nosferatu"
Korku film klasiklerinden sayılan ve "vampir" öğesinin temellerinin atıldığı filmdir. Bram Stoker’ın Drakula’sından uyarlanan ancak telif ücretinde anlaşılamamaış bu sebeple olay örgüsü aynı kalsa da kitaptaki isimleri değiştirilmiştir. sivri kulakları, sivri dişleri, uzun tırnakları ile resmedilen Kont Orlok, bugünün Drakula'sına ilham olmuş. Alman dışavurumculuğunun en yoğun şekilde hissedildiği dönemin izlerini taşıyan film, görüntülerindeki karamsarlıkla da adından söz ettiriyor.
9) Ali Vatansever imzalı "Saf"
Fikirtepe'de bir gecekondu mahallesinde yaşayan evli bir çiftin kentsel dönüşüm söylentileri sonrası hayatlarındaki değişiklikleri anlatan filmin başrollerini Erol Afşin ve Saadet Aksoy paylaşıyor. Ayrıca 19 Eylül Perşembe günü gerçekleşecek gösteriminden sonra yönetmen ve film ekibiyle söyleşi yapılacağını hatırlatalım.
10) Kantemir Balagov imzalı "Beanpole"
2019 Cannes Film Festivali “Un Certain Regard” kategorisinde En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazanan film 1945 yılında Leningrad savaşı sonrası halk üzerinde yarattığı travmaya odaklanıyor.