Kültür ve Sanatın Parlak Yüzü: Etimesgut Tiyatro Festivali
Geçtiğimiz Cuma akşamı, Uluslararası Kent Tiyatro Festivali’nin açılışı için Etimesgut Cumhuriyet Kültür Merkezi önünde toplanmış kalabalığı izlerken yüzlerinde gördüğüm aydınlık ve güler yüzler, gelecek güzel günlerin de habercisi gibiydi.
Salona girdiğimizde koltukların dolu olduğunu, yaşanan izdiham nedeniyle kenarlara sandalye koyulduğunu ve hatta görevlilerin ayakta izlemek zorunda kaldığını gördük. Bu durum, festivale duyulan ilgiyi açıkça gösteriyordu. Her yaştan tiyatrosever, özellikle de 50 yaş üstü izleyiciler etkinliğe katılmıştı.
Açılışta estivalin eş sanat yönetmenlerinden Övül Avkıran’ın konuşmasında yer alan “Eğer Kentin kültürünü inşa edemez, koruyamazsak o kentlerde yetişen nesillerin hafızasını da koruyamamış oluruz ki, hafızası olmayan nesiller hayatları boyunca kendi başarıları için çalışamaz, kendi rüyalarını göremezler. Küçük bir umut verin bize, dünyalar kuralım, dünyaları değiştirelim” sözleri salonda büyük ilgi gördü.
Etimesgut Kent Tiyatrosu’nun ve festivalin açılış oyunu olan ‘Vatan Kurtaran Şaban’, yazdığı tiyatro oyun ve kabarelerle bir dönemin kültür sanat hayatına ışık tutan Haldun Taner’e de bir selam niteliğindeydi. Yönetmen Erdal Ozan Metin’in günümüze uyarladığı oyun, güncel siyasi olaylara da atıfta bulunuyordu. Özellikle ilk kısımdaki taşlamalarda salon alkıştandan yıkılacak gibiydi.
Oyun sırasında gözlemlediğim bazı olaylar, Kent Tiyatrosu misyonunun, eğitim seviyesi yüksek ilçeyi sadece tiyatro ile buluşturmak, kültürel aktiviteler düzenlemekle kalmayıp, aynı zamanda nasıl tiyatro izleneceği konusunda da izleyicilere rehberlik edeceğini ortaya koyuyordu. Oyun sırasında birkaç seyircinin üst kapı yerine sahnenin yanındaki çıkışı kullanması, flaşlı fotoğraf çekilmesi, görüntülü konuşma yapılması gibi örneklerle karşılaşmak beni bir hayli üzdü.
Ertesi gün fuaye alanında gerçekleşen söyleşide Erdal Beşikçioğlu, ‘Emekli Tiyatro’sundan bahsederken söz alan emekli bir Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeninin “bu emekliler tiyatrosunu, Nazım Hikmet’in şu sözleriyle vurgulamak istiyorum; ‘Sizi dinlemek güzel şey, Dünyanın En güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek de bir şey, ama artık ben şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum’ Erdal Bey, bize bu fırsatı verdi.“ demesi salonda büyük alkış kopardı. Ardından emekli tiyatrosuna katılım sağlayan bir gönüllünün heyecanlı konuşması hem Beşikçioğlu’nun gözlerini yaşarttı hem de salonu bir hüzne boğdu.
Aynı gün sohbet etme fırsatı bulduğum tiyatronun genç oyuncuları, heyecanlı olmalarının yanı sıra omuzlarındaki büyük yükün de farkındaydılar. İlçede yaşanan kültür sanat değişiminin parçası olmanın haklı gururunu taşıyorlardı.
Bu haftasonu festivalde yer alan etkinliklere göz atalım;
17 Ekim Perşembe 20.00 “Never Odd or Even” (Ana Sahne)
18 Ekim Cuma 20.00 “NSU-Ölenler Arasında Almanlar da Var” (Ana Sahne) (Oyun bitiminde söyleşi)
22.00 “Regeneration Subdivided” Konser (Hakan Kurşun, Eylem Pelit, Ediz Hafızoğlu)
19 Ekim Cumartesi 18.00 “Sır” / Ana Sahne
20.00 “BLANC” / Ana Sahne
20 Ekim Pazar 18.00 “Sirens” / Ana Sahne