Bugün hazır boykot varken, Anayasa’nın 25., 26. ve 34. maddelerinde güvence altına alınan düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkımızı kullanacağımız günde para harcamadan nasıl kültür sanat etkinlikleri takip edebiliriz, buna bir göz atalım. Termosumuza kahvemizi koyup yanımıza evde hazırladığımız sandviçleri alarak yola çıkıyoruz.

İlk durak Beyoğlu. Taksim Meydanı’ndan İstiklal Caddesi’ne doğru ilerlerken, Halep Pasajı’na girebiliriz. Burada, Beyoğlu Sineması’nda güzel bir film izleme şansımız olabilir. Ardından, Cassa Botter’e uğrayarak "Solo Botter: Burhan Uygur" sergisini gezebiliriz. Boyayı tüpten çıktığı haliyle kullanmayı reddeden sanatçı, parmakları, avuç içi ve rastgele nesnelerle çalışarak renk ve dokuyu bir arada dönüştürdüğü tablolarında kaybolabilirsiniz.

Sergiden sonra Tepebaşı’ndan 35C Kocamustafapaşa otobüsüne binip Bulgur Palas’a giderek kütüphanesinden bir roman alıp İstanbul’un yedinci tepesinin manzarası eşliğinde okuyabilir, keyifli bir zaman geçirebiliriz.

Fatih sınırlarına girmişken Artİstanbul Feshane’ye uğramadan geçmek olmaz. Kocamustafapaşa semtinde 35D otobüsüne binerek Balat’taki sanat merkezine ulaşabiliriz. Burada, İstanbul’un ücretsiz çağdaş sanat galerisi olan Ahmet Güneştekin’in ‘Kayıp Alfabe’ sergisini gezebiliriz.

Son olarak, 18. yüzyıl sonları ile 19. yüzyıl başlarında inşa edilen tarihi Fener Evleri’ni ziyaret edebiliriz. Bu eşsiz yapıları keşfederken, İstanbul’a bakıp bu kadim şehrin bize sunduğu zenginlikleri düşündüğümüzde, bu mirası bizlere kazandıran İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Murat Ongun, Mahir Polat ve diğer tüm bürokratlarımıza takdirle selamlarımızı iletebilirsiniz. En kısa zamanda 301 öğrenci arkadaşımızı da yanların alarak, serbest kalmalarını bekliyoruz.

Hele ki saydığım bu kültür mekânlarının bizlerle buluşmasına öncülük eden Mahir Polat’ın sağlık durumu da göz önünde bulundurulduğunda, bu durumun bir an önce gerçekleşmesini bekliyoruz.

Bugün sadece İstanbul Kartımız sayesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bizlere sunduğu ücretsiz kültür ve sanat mekanlarında bir gün geçirdik; her adımda bu büyülü şehrin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıktık, hiçbir ücret ödemeden… İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasını keşfederek, bu şehri ne kadar şanslı bir şekilde paylaştığımızı bir kez daha idrak ettik.

Günümüzde, çalıştıkları mekanlarda müzik yaparak geçimlerini sağlayan müzisyenler büyük desteğe ihtiyaç duyuyor. Sanatlarını icra ettikleri mekanlara, tiyatro oyunlarına ve sinema etkinliklerine giderek bu değerli sanatçıların yanında olabilirsiniz. Böylece, onların emeklerine ortak olurken, daha güzel ve sürdürülebilir bir kültür ortamının oluşmasına katkıda bulunmuş olursunuz.

Dayanışmanın bizi büyüttüğüne her zaman tanık olduk; bundan sonra da neden daha fazla büyümesin